Bir toplum düşünün herkes dans ediyor.
Bunların rakipleri değil partnerleri var.
Doğal olarak yok etmek yerine yaşatmaktır işleri.
Çünkü birbirlerine ne kadar ihtiyaçları olduğunun farkına çoktan varmışlar dans sayesinde. Ve eşitliğe inanmışlar. %100 uyumlu olmak gerektiğini. Kibar, barışçıl, insani davranışlar ile varlıklarını mutluca sürdürebileceklerini kavramışlar. Tam da insanoğlunun ihtiyacı olduğu gibi…
İçimizde istisnalar da var elbet. Örneğin; aynı camiada birilerinden nefret ettiğini sananlar. Karşılaştıklarında göz göze gelmemeye çabalayanlar. Facebook duvarından isimli/isimsiz yazılarla başkasına saldıranlar. Onları ciddiye almayın. Dedim ya; sadece nefret ettiklerini sanıyorlar. Çünkü gerçek nefret için; IŞID grubundan biri gibi anasının, babasının, çocuklarının, sevdiklerinin kafasını kesmeniz gerekiyor. Yoksa sırf ondan daha yetenekli, daha başarılı, daha güzel/yakışıklı, daha alımlı veya seksi olduğunuz için nefret olur mu hiç? Böyle davrananlarımızın çocukluğuna bir göz atsak, karşımıza çıkacaklardan sonra o kişilere kızmaktan mutlaka vazgeçeriz…
Çocuklarımızın ellerindeki oyuncaklara bakın. Top, tüfek, tabanca, kılıç. Büyüdüğünde holigan olmaları ne de kolay değil mi?
Zorbaların en masum görünenleri: Oyun parkında merdiven kullanmak yerine kaydırağa tersten çıkanlar, merdivende seni koşarak sollayanlar, sıraya girmeden önüne geçenler, küfür edenler, trafikte araçtan inip birbirini dövenler. Çocuklar hemen hergün yüzyüzü geliyor onlarla.
Bunların rakipleri değil partnerleri var.
Doğal olarak yok etmek yerine yaşatmaktır işleri.
Çünkü birbirlerine ne kadar ihtiyaçları olduğunun farkına çoktan varmışlar dans sayesinde. Ve eşitliğe inanmışlar. %100 uyumlu olmak gerektiğini. Kibar, barışçıl, insani davranışlar ile varlıklarını mutluca sürdürebileceklerini kavramışlar. Tam da insanoğlunun ihtiyacı olduğu gibi…
İçimizde istisnalar da var elbet. Örneğin; aynı camiada birilerinden nefret ettiğini sananlar. Karşılaştıklarında göz göze gelmemeye çabalayanlar. Facebook duvarından isimli/isimsiz yazılarla başkasına saldıranlar. Onları ciddiye almayın. Dedim ya; sadece nefret ettiklerini sanıyorlar. Çünkü gerçek nefret için; IŞID grubundan biri gibi anasının, babasının, çocuklarının, sevdiklerinin kafasını kesmeniz gerekiyor. Yoksa sırf ondan daha yetenekli, daha başarılı, daha güzel/yakışıklı, daha alımlı veya seksi olduğunuz için nefret olur mu hiç? Böyle davrananlarımızın çocukluğuna bir göz atsak, karşımıza çıkacaklardan sonra o kişilere kızmaktan mutlaka vazgeçeriz…
Çocuklarımızın ellerindeki oyuncaklara bakın. Top, tüfek, tabanca, kılıç. Büyüdüğünde holigan olmaları ne de kolay değil mi?
Zorbaların en masum görünenleri: Oyun parkında merdiven kullanmak yerine kaydırağa tersten çıkanlar, merdivende seni koşarak sollayanlar, sıraya girmeden önüne geçenler, küfür edenler, trafikte araçtan inip birbirini dövenler. Çocuklar hemen hergün yüzyüzü geliyor onlarla.
Modern Olimpiyatlar Baron Pierre de Coubertin’in önderliğinde (1896), Antik Olimpiyatların yasaklanmasından yüzyıllar sonra savaşa karşı başlatıldı. Spor, yapısında yarış ve rekabet taşımasına rağmen, içinde barışçıl ilişkiler barındırmaktadır… Hele dans…
Sözü tangoya getirme zamanı geldi sanırım. Zira şimdiye den keşfedilmiş stillerin en üstün olanıdır kendisi… Eğer henüz farkında değilseniz, hocalarınıza sorun nedenini anlatsın.
İki cinsiyetin birbirine sarılarak yaptığı bu dans insana şunları öğretir: Uyum, saygı, kibarlık, cesaret, paylaşım, kişisel bakım, eğitimin sürekliliği, şükretmenin rehavetinden ve tembellikten kurtulma, sapkınlıktan uzaklaşma, şiddeti kınama, sevme, yardımlaşma, aşk, kötü alışkanlıklara sırt dönme vb.
Diyeceksiniz ki tango yapıp da bu özelliklerden uzak olan çok var. Ama onlar ne zamandır yapıyorlar. 6 yaşında başlansaydı eşli danslara, aradaki yüce farkı görebilirdik. Ama olsun. Dans eden kalbi kötü birinin dans etmediği dönemlerini düşünmek bile istemeyeceğinize eminim…
Sözü tangoya getirme zamanı geldi sanırım. Zira şimdiye den keşfedilmiş stillerin en üstün olanıdır kendisi… Eğer henüz farkında değilseniz, hocalarınıza sorun nedenini anlatsın.
İki cinsiyetin birbirine sarılarak yaptığı bu dans insana şunları öğretir: Uyum, saygı, kibarlık, cesaret, paylaşım, kişisel bakım, eğitimin sürekliliği, şükretmenin rehavetinden ve tembellikten kurtulma, sapkınlıktan uzaklaşma, şiddeti kınama, sevme, yardımlaşma, aşk, kötü alışkanlıklara sırt dönme vb.
Diyeceksiniz ki tango yapıp da bu özelliklerden uzak olan çok var. Ama onlar ne zamandır yapıyorlar. 6 yaşında başlansaydı eşli danslara, aradaki yüce farkı görebilirdik. Ama olsun. Dans eden kalbi kötü birinin dans etmediği dönemlerini düşünmek bile istemeyeceğinize eminim…
Şu içinde bulunduğumuz günler daha çok işimiz olduğunu hatırlatıyor. Çevremizdekileri ciddi ciddi dansa teşvik etmeli. Tangonun onlara çakici gelmesi için metotlar aranmalı. Dans savaş karşıtı insanların yetişmesi için mükemmel bir uğraş ve öğretidir.
Barış ve tango dolu bir yaşam dilerim,
Bora Erdem
8 Ekim 2014
Bora Erdem
8 Ekim 2014
Leave a Reply