Dünyanın fani ahiretin ebedi,
yaşadığımız hayatın önemsiz diğer tarafın değerli olduğunu anlatıyorlardı dün radyoda.
İnsanı korkutabilir, ya da bilinmeze inandırabilirseniz, istediğinizi yaptırmanız işten bile değil arkadaşlar. Örneğin gözünü kırpmadan başka bir cana kıydırabilir, canlı bomba olarak kendini havaya uçurmaya ikna edebilirsiniz. Çünkü insanın sorgulama güdülerini de yok etmişsinizdir beraberinde.
İnsan yetiştirmek önemlidir. Ama hangi insan? Elbette tek tip olanından. Böylece değişik davranan ya da görünen kişilere nefret duyulması vaya yok edilmesi kolay olacaktır.
Eşli danslar, mesela Tango halk için marjinal bir etkinliktir. Ama gelin görün ki; tangonun içinde dahi sıradışı birilerine rastladığımızda onu dışlamaya koyuluruz. Ne tuhaf dans ediyor, görünüyor, konuşuyor, giyiniyor diye aşağılamak isteriz. Çünkü bize benzemiyordur. Peki böylesi marjinal bir dansı yapan kişi nasıl olur da marjinal birinden rahatsız olur? Marjinal grupların içinde dahi norm dediğimiz şey nedir acaba?
Askere giderken babam bana “önde durma, arkada durma, hep ortalarda dur” demişti. Ben ise manga başı olmuştum. Yani sıranın en önünde duran ve 12 kişiden sorumlu asker. Ama Babam haklıymış gerçekten. Başıma çok dert geldi…
Elbette şimdiye kadar hiç denenmemiş şeyleri ortaya koymak bizi hemen hedef yapacaktır. Ama birileri yanmazsa ilerleyemiyor insanlık. Tarihte yananlar şunu hep bildiler: “Çiçekleri sadece bir mevsim sulamak yeter mi hiç? Her nesle lazım onlar. Hele kendini sadece kendi bahçendekilerden sorumlu saymak asla kabul edilemez.”
İcat çıkartmayan, eski köye yenilik getirmemesi için öğütlenen bir toplumda içinizden geldiği gibi davranmanız, kendinizi yaratmanız, özgün olmanız bir hayli zor olsa da, biz çocuklarımızın özgür ruhlu yetişmelerine zemin hazırlamalıyız. Okuyan, araştıran, gerektiğinde reddeden, sorgulayan, kendini müdafaa eden insanlar bırakmalı ardımızda.
Nefes aldığımız sürece:
Yenilikçi olmalı!
Farklılıklar ortaya koymalı!
Ancak düşünüyorsak var olduğumuzu bilmeli!
Bize benzemeyeni aşağılayıp, ona sırt çevirmemeli!
Her şeyin tam göbeğinde iyi ruh hali olduğunu bilerek, güçlü bir psikolojiye sahip olmalı!
Hayata kopmaz kök salmayı kendimize mümkün kılmalı!
Ve; bu hayatın güzel yaşanmayı hak ettiğine inanıp, an’da kalmalı!
Bora Erdem
4 Kasım 2014
Leave a Reply