Değerli Tangosever,
Elbette insanların vakti kıymetli. Ancak, dünyanın en zengin ve derin dansı olan tangoyu yapmama vesile olan sizlere değer verdiğimdendir ki; sadece listenin takipçisi olmak, veya sadece reklam mailleri atmak yerine, zaman zaman değerli bulduğum şeyleri de paylaşmaya çalışıyorum. Umarım fayda sağlayabildiğim kişiler oluyordur;)
Taboe Tango Camp, Amsterdam’dan 30 dakikalık tren yolculuğu ile gidilen, Utrect yakınlarında, harika bir orman içinde gerçekleşmektedir. 6 gün süren etkinliğe ilk günün akşamına doğru geliyor katılımcılar.
Orman alabildiğine yeşil, okul çocuklarının izcilik ve eğitim kamp yeri. Fakat çadırlarda değil de, betonarme yapıların 8-10 kişilik yatakhanelerinde kalıyorlar. Ayrıca burada sporcular da kamp yapıyor.
Anlayacağınız gibi böyle bir ortamda tangoseverler de, adeta askeri kamp hayatına benzer bir şekilde hareket ediyorlar. Aynı saatte kalkılıyor, yoga ve aerobik dersleri yapılıyor, hep beraber kahvaltıya gidilip kuyruklar oluşturuluyor, sonra birlikte şarkılar söyleniyor, müzik aletleri çalınıyor. Saat 12 de büyük bölümde toplanılıyor ve 1 saat boyunca o güne ait keyifli bir grup oyunu oynanıyor. Sonra 3 saatlik bir milonga başlıyor.
4:15 te grup derslerine koşuşturuluyor.
Akşam yemeği için saat 7 de 1 tane otçullar, 2 tane etçiller için uzun kuyruklar yapılıyor.
9 da herkes yine bir saatlik yeni bir grup oyunu için hazır oluyor. Hekes oyunlara katılıyor ve hiç üçkağıtçılık yapılmıyor:) Mesela “gözler kapansın” denince kapatılıyor ve 1 saat sonra “açılsın” deninceye kadar kimse açmıyor.
Ardından milongaya geçiliyor. Orkestra ve dj müzikleriyle dans, içki ve sohbet devam ediyor.
Grup oyunları ve ders konuları dışında 6 gün boyunca program hep aynı oluyor. Aynı olan başka şeyler de var tabii ki. Örneğin: Bol oksijen, daima gülen yüzler, birbirini selamlayan başlar ve ağızlar, sımsıkı sarılan kollar, tutuşan eller, asla kıskanmadan ve sevgiyle bakan gözler…
Ayrılma vakti geldiğinde ise, herkes birbirini koskocaman ve uzunca bir süre sıvazlayarak kucaklıyor. Guruba seslenerek ayrılık şarkısı söyleyebilene veya veda konuşması yapabilene aşk olsun. Her konuşan, her şarkı söyleyen, her dinleyen, birbirini her saran kişi gözyaşlarına boğuluyor. Tanrım! Bu nasıl bir sevda? Bu nasıl bir tango? Onlar uzaylı mı yoksa? Elbette hayır! Neticede dünyanın dört bir yanından gelmişler oraya. Hepsi etten ve kemikten.
Ama sunum farklı olunca, işler değişiyor. Herkesin eşit bir şekilde, iç içe geçmesi hedeflenmiş. Örneğin; hocaların milongada özel bir masası yok. Yemek yerken de öyle. Herkes yemeğini, içkisini sıraya girerek alıyor. Hal böyle olunca yakın ilişkiler sayesinde hocalar herkesle dans ve sohbetler ediyor. Organizatör de onca para verdiği hocalardan maksimum yarar sağlamış oluyor. Ayrıca oradaki patronların ilk hedefi, katılımcıyı mutlu etmek. Sonuç olarak böyle bir muamele gören hocanın da ilk derdi, seneye tekrar tercih edilmek için uğraşmak oluyor. Son gün herkese şikayet ve dilek kağıtları doldurtulması da, bu duruma ekstra katkı sağlıyor.
Sevgili arkadaşlar. Ben seneye tekrar eğitmen olarak bu kampa katılacağım. Ve dilerim ki sizler de bu sıradışı ve olağan üstü buluşmadan faydalanabilirsiniz. Neticede farklı lezzetlerle gelecek mutluluk sizlerin de hakkı. Fakat bunun için, önce haberdar olamanız gerekiyor. Ben de gördüğünüz gibi bu sebeple paylaşıyorum. Ancak conforuna ve lüksüne çokça düşkün arkadaşların bu organizasyona iştirak etmelerini tavsiye etmiyorum…
Sevgi ve paylaşımla kalın,
Bora Erdem
22 Haziran 2011
Not: Aşağıda organizasyonun linki var. Temmuz ayında uçak dönüş biletleri pahalı oluyor. Bu yüzden erken rezervasyon yaparsanız karlı olursunuz;)
http://www.tangoatelier.nl/camp.html
Leave a Reply